Türk Eğitim-Sen'in SBS'ye ilişkin anket sonucuna göre, öğrencilerin yüzde 58.7'si "SBS kaldırılmalı mı?" sorusuna "Evet" yanıtını verdi
Sevgili Psikolojik Danışmanlar,
SBS'nin 3'e çıkarılması uygulamasını hatalı bulduğum için, MEB'in son günlerde başlattığı görüşleri değerlendirme çalışmalarını önemli bir fırsat olarak görüyorum. Öğrencilerimiz ve ailelerinin gerek psikolojik gerekse de maddi anlamda önemli sıkıntılar yaşamalarını istemediğim için bu sınav sisteminin değiştirilmesi gerekir diye düşünüyorum. Aşağıya Türk PDR-DER yönetim kuruluna göndermiş olduğum yazıyı yapıştırdım. Sizlerin de görüşlerinizi ifade ederek destek olmanızı dilerim.
Saygılarımla
Ragıp Özyürek
Seviye Belirleme Sınavı ile İlgili Görüş ve Öneriler
Bilindiği gibi, 2007 yılına kadar ortaöğretim kurumlarına geçişi düzenleyen Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS) sadece 8. sınıflar için yapılmaktaydı. Ancak 2008 yılından itibaren OKS kaldırılarak daha adil, daha çağdaş ve öğrenciyi okula çeken bir sınav sistemine geçilmesi iddiasıyla değişiklik yapılması amaçlandı. Bakanlık tarafından gönderilen 12.11.2007 tarih ve B.08.0ETG.0. 21.02.01. 209.1/27442 sayılı genelgede, ilköğretimdeki öğretim programlarını esas alan, bir yarışma ve sıralama amacına yönelik olmayan yeni bir sınav sistemi oluşturulduğu ifade edilmiştir. Ayrıca, kamuoyunda öğrencilerin akademik başarılarının tek bir sınavla değerlendirilmesinin hatalı olduğunu düşünenler de vardı. Yapılan bu sistem değişikliğinden sonra, SBS adı verilen sınavlar 6., 7. ve 8. sınıflarda yine merkezi bir şekilde yapılmaya başlandı.
Bu son sistem ile ilgili görüşler çeşitli başlıklar altında aşağıda sıralanmıştır.
1. SBS’nın mali açıdan etkileri: Aileler açısından düşünüldüğünde, üç ayrı sınav yapılmasının önemli ölçüde mali külfet artışına sebep olunduğu söylenebilir. Çünkü adaylar OKS sisteminde büyük oranda 8. sınıfta hazırlık dershanelerine gitmekteyken, SBS sisteminde 4. sınıf düzeyine kadar dershanelere devam edildiğini gözlemleyebiliyoruz.
2. SBS’nin öğrencilerin duygusal, sosyal, psikolojik ve fiziksel gelişimleri üzerindeki etkileri: Bu tip merkezi sınavlar her yaştaki öğrencilerin gelişimlerini olumsuz olarak etkileyebilir. Örneğin, sınavlara hazırlanırken öğrenciler sanatsal ve kültürel alanlardan uzaklaşmakta, daha çok stres yaşanmaktadırlar. Aydın (2001), öğrenci seçme sınavına ilk kez katılan öğrencilere kıyasla, birden fazla sayıda katılan öğrencilerin daha gerilimli olabileceğini bulmuştur. Yukarıda bahsedilen genelgede ifade edilenin tersine, girilen yarışmacı ortamın uzun süreli (3 yıl) etkisiyle öğrenci ve ailelerin yaşadıkları stresin daha da artması söz konusu olabilir. Öğrenciler daha uzun süre dershanelere devam etmek durumunda kalabilir ve dolayısıyla daha çok gerilim yaşayabilirler.
3. SBS’ye yönelik öneriler: Sınav sayısı yeniden tek sınava indirilmeli ve 8. sınıfta yapılmalıdır. Kamuoyunda bazen bu tek sınava katılamayan öğrenciler için telafisi imkansız bir durum olduğundan söz edilmektedir. Ancak sınav sayısı artırıldığında da yine sınavı kaçırma olasılığı söz konusudur. Az sayıdaki öğrenci için bu olasılık gerçek olabilir. Sınav sayısı artırıldığında ise birçok öğrenci dezavantaj yaşamaktadır. Diğer yandan, düzey belirleme sınavlarıyla öğrencilerin ulaştıkları akademik başarı durumlarının değerlendirilmesi oldukça yararlı olabilir. Bunu sağlamak amacıyla, 6. ve 7. sınıfta, yine merkezi sınavlar yapılabilir, ancak bu ilk iki sınavdan alınacak puanların ortaöğretim okullarına geçişi etkilememesi gerekir. İlk iki sınavdan elde edilen puanlara göre, öğrencinin sınıfı, okulu, ilçesi, ili ve Türkiye çapındaki yeri kendisi ve ailesine bildirilmelidir. Sonuçların öğrencilere ve velilere duyurulmasını sağlamak üzere önlemler alınmalıdır. Örneğin, başarısız sonuçların elde edildiği okullarda gerekli duyuruların yapılması garanti edilmelidir. Bu amaçla ilk iki sınavın sonuçları okul panolarına asılabilir ve aynı zamanda MEB’in internet sitesinde duyurulabilir.
Genel anlamda düşünülürse, bu merkezi sınavların etkisi olabildiğince azaltılmalıdır. Bunun için de, sınavlarda uygulanan testlerdeki başarıdan ziyade, öğrencilerin okullarındaki akademik başarılarına daha çok ağırlık verilebilir. Örneğin, “yıl sonu başarı puanı” ya da “ortaöğretim başarı puanı” gibi öğrencilerin akademik başarılarına dayalı olan puanların yerleştirmede kullanılan puanlardaki oranları olabildiğince artırılabilir.
Saygılarımla..
Doç. Dr. Ragıp Özyürek
Ege Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü
Psikolojik Danışma ve Rehberlik AD
Kaynak:
Aydın, M. (2001). Sınav kaygısı Envanterinin iki ve üç faktörlü modelinin karşılaştırmalı bir incelemesi. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi. Çukurova Üniversitesi, SBE.